BURAYA S?TEN?ZE A?T BANNER YADA YAZILAR YAZAB?L?RS?N?Z...

Www.EndlessGenclik.Com

 
 
» Ana Kategoriler
Allah (c.c)  
 Ehli-Beyt (a.s)  
 Kur'an-i Kerîm  
 Peygamberlerimiz
Reddiyeler  
 
» Kuran-ı Kerim Bölümü
 Kuran-ı Kerim Öğreniyorum
 Kuran-ı Kerim Dinle
 Kuran-ı Kerim ve Bilim
 Kuran-ı Kerim Tefsirleri
 Kuran Bir Mucizedir
 
» Hz. Muhammed (s.a.a) Hayatı
 Mekke Dönemi  
 Medine Dönemi  
 Güzel Ahlakı  
 
» On İki İmam (a.s)
 Hz. Ali
 Hz. Hasan
 Hz. Hüseyin
 Hz. Zeynel Abidin
 Hz. Muhammed Bakır
 Hz. Caferi Sadık
 Hz. Musa Kazım
 Hz. Ali Rıza
 Hz. Muhammed Taki
 Hz. Ali Naki
 Hz. Hasan Askeri
 Hz. Mehdi
 
» Mezhebler Bölümü
 Şia Mezhebi
 Caferi Mezhebi
 Hanifi Mezhebi
 Şafi Mezhebi
 Diğer Mezhebler
 
» İlmihal Bölümü
 Namaz
 32 Farz
 54 Farz
 Nasihatler
 Oruç
 Hac
 Zekat
 Nazar
 Cinler
 Abdest
 Teyemmüm
 Diğer
 
» Genel Kategoriler
İslam Alimleri
 Hz Muhammed (s.a.a)
Kısas ve Öyküler
Sağlık Bilgileri
Gençlik
Boykot
 
» İçerik Gönder
Haber Ekle
Dosya Ekle
Yazı Ekle
Köşe Yazısı Ekle
Resim Ekle
Video Ekle
Z Deftere Yaz
 

ehlibeyt-mektebi

124

Mihrap şehidi İmam Ali (a.s)
 
 
Şer çetesi, hakkın dalgalanan bir bayrağının, kötülüğe uzanıp ıslâh eden bir elinin ya da zalimlerin ve sapkınların bozgunculuklarını ve çarpıklıklarını ifşa eden bir sesinin olmamasını kararlaştırdı.

10/05/2009
 

Dün Ebu Süfyan, henüz beşikteki İslâm risaletini canlı canlı boğmak amacıyla Peygamber’in (s.a.a) öldürülmesi için plânlar kuruyor, tuzaklar hazırlıyor, hainlikler düşünüyordu. Ama Allah nurunu tamamlayacaktı.

     Şimdi de Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye, Sakife sapmasının sonuçlarını devşiriyordu. Babasının İslâm risaletini ortadan kaldırmak için başlattığı mücadeleyi tamamlamak için çalışıyordu. Bu hususta cehalet, sapıklık ve körlük kuvvetleri de ona yardımcı oluyorlardı. Bunun için ümmetin diri vicdanını, hakkın ve adaletin sesini, ölümsüz İslâm bayrağının taşıyıcısını, hoşgörü ve özgürlük membaı Muhammedî şeriatı ihya edeni öldürmek için plân hazırladılar.

Karanlıkta sapıklıklarını ve fesatlarını yayabilmek için hidayet nurunu söndürmeleri gerektiği noktasında görüş birliğine vardılar. Karanlığın en zifiri noktasında şeytan İbn-i Mülcem’le tokalaşmak için elini uzattı. Şeytanın el verdiği İbn-i Mülcem, kuytu bir yerde, kalleşçe kılıcını, dünyaya arkasını dönen, Allah’ın evine yönelerek secde eden İmam’ın (a.s) başına kılıcını indirdi. Hiç kimse mertçe İmam’ın (a.s) karşısına çıkamazdı çünkü.

     Ramazan ayının on dokuzuncu gecesi geldiğinde mi İmam (a.s) göğe bakıp uzun düşüncelere dalıyordu. Şu sözleri tekrarlardı: "Ne yalanladım, ne de yalanlandım. Bu bana vadedilen gecedir." [2] Geceyi İmam (a.s) dua ve yakarışlarla geçirdi. Sonra sabah namazını kılmak üzere Allah’ın evine (mescide) doğru yöneldi. Her zaman yaptığı gibi insanları Allah’a ibadet etmeye çağırdı: "es-Salâh... es-Salâh... (Namaz… Namaz…)" diye seslendi.

    Ardından namazına başladı. İmam (a.s) Rabb’ine yakarmakla meşgul iken melun cani Abdurrahman İbn-i Mülcem birden fırladı ve "Hüküm Allah’ındır, senin değil!" diye bağırarak mübarek başlarına bir kılıç indirdi. Kılıç, İmam’ın (a.s) kafasını yarmıştı. İmam’ın (a.s) dudaklarından şu sözleri dökülüverdi: "Kâbe’nin Rabb’ine andolsun, kurtuldum." [3]

    Mescitte bir uğultu koptu. İnsanlar bir anda koşmaya başladılar. İmam’ın (a.s) mihrabında kanlar içinde yattığını gördüler. Başı sarılmış vaziyette evine götürdüler. İnsanlar ağlıyor, figan ediyorlardı. Cani İbn-i Mülcem yakalandı. İmam (a.s), oğlu Hasana, diğer oğullarına ve ailesine ellerindeki esire iyi davranmalarını tavsiye ettikten sonra şöyle dedi: "Cana karşılık candır. Eğer ben ölürsem, beni öldürdüğü gibi siz de onu öldürün. Eğer yaşarsam, o zaman onun hakkındaki kararımı ben veririm." [4]

     İmam’ın (a.s) Vasiyeti
     İmam (a.s), oğulları Hasan ve Hüseyin’e (a.s), ailesinin bütün fertlerine genel tavsiyelerde bulundu ve şöyle buyurdu:

    "Size Allah’tan korkmanızı, size meyletse de dünyayı arzulamamanızı, sizden yitip giden dünyalık bir şeyden dolayı üzülmemenizi tavsiye ediyorum. Daima hakkı söyleyin, Allah katındaki ecir için çalışın, amel edin. Zalimin hasmı, mazlumun da yardımcısı olun. Kitaptaki hükümlere göre amel edin. Allah için yaptığınız bir şeyden dolayı kınayanın kınamasından çekinmeyin."[5]

     Yara derin ve şiddetliydi. Bu yüzden İmam’a (a.s) fazla zaman tanımadı. Kaçınılmaz ecel gelmişti. Son söylediği söz şu ayet oldu: "Amel edecekler, bunun gibisi için amel etsinler." Sonra tertemiz ruhu esenlik yurdu cennete uçtu. 

   İmam’ın (a.s) Naaşının Defni ve Onun İyiliklerinin Sayıldığı Toplantı
    İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) Emir’ül-Müminin’in (a.s) cenazesiyle ilgili işleri yerine getirdiler. Gusül verme, kefenleme ve defin işlemlerini yaptılar. Sonra İmam Hasan (a.s), babasının cenaze namazını kıldı. İmam’ın (a.s) ev halkı ve seçkin arkadaşları da arkasında saf tuttu. Ardından mübarek naaşını son barınağına götürdüler. Kûfe yakınlarındaki Necef’e defnedildi. Bütün işlemler gece yapıldı. [6]

     Ardından Sa’saa b. Sûhan kalktı ve İmam’ın (a.s) güzelliklerini, üstün meziyetlerini anlatmaya başladı ve şunları söyledi:

    "Ne mutlu sana! Ey Ebu’l-Hasan! Andolsun doğumun güzeldi. Güçlü bir sabrın vardı. Cihadın olağan üstüydü. Görüşünle muzaffer oldun. Ticaretinde kazançlı çıktın. Sonra Yaratıcı’nın huzuruna vardın. Rabb’in müjdeleriyle seni karşıladı. Melekleri senin etrafını sardı. Mustafa’nın yakınlarına yerleştin. Allah sana, ona komşu olma lütfunu bahşetti. Kardeşin Mustafa’nın derecesine yetiştin. Onun dopdolu kasesinden içtin. Allah’tan, senin izinden giderek sana uymayı, senin gibi bir hayat sürdürmeyi nasip etmesini diliyoruz. Senin dostlarını dost edinmeyi, senin düşmanlarına düşman olmayı temenni ediyoruz. Bizi senin dostların grubunun arasında haşretmesini istiyoruz. Hiç kimsenin elde edemediği nimetlere nail oldun. Kimsenin kavuşamadığı derecelere kavuştun. Kardeşin Mustafa’nın yanı başında Rabb’inin yolunda hakkıyla cihat ettin. Allah’ın dininin hâkim olması için her türlü fedakârlığı yaptın. Ta ki sünnetleri yeniden hayata geçirdin, fitneleri ıslâh ettin. Böylece İslâm doğru mecrasına girdi, iman prensipleri ahengini yakaladı. Benden sana en yüce salât ve selâm dilekleri."

     Ardından şunları söyledi: "Andolsun, Allah senin makamını onurlandırmıştır. Sen soy olarak Peygamber’e (s.a.a) en yakın kimse idin. İlk önce İslâm’a giren kimse sendin. Yakinî inancı en iyi özümseyen kimselerin başındaydın. Kalbi en sağlam kimseydin. İnsanlar içinde kendini en fazla cihada adayan kimseydin. Hayırda en büyük pay senindi. Allah, sana verdiği büyük ecirlerden bizi mahrum bırakmasın ve senden sonra bizi zelil etmesin! Allah’a yemin ederim ki, senin hayatın hayırların anahtarı ve kötülüklerin kilidiydi. Ama şu günkü günün, bütün kötülüklerin anahtarı ve bütün hayırların kilidi oldu. Eğer insanlar senin sözlerini kabul etselerdi, başlarının üzerinden yağan ve ayaklarının altından ağan bereketlerden yerlerdi; ama onlar ahirete karşılık dünyayı tercih ettiler." [7]

------------------------------------------------------------------------------- 

[1]- Emir’ül-Müminin (a.s) hicrî 40. yılın ramazan ayında şehit düştü.

[2]- es-Savaik’ul-Muhrika, s.80; Bihar’ul-Envar, 42 / 230

[3] el-İmame ve’s-Siyase, s.180 veya (Beyrut Basımı)135 ya da (Mısır baskısı) 159; Tarih-u Dimaşk, 3 / 367 Tercümet-u İmam Ali (a.s)

[4]- Makatil’ut-Talibiyyin, s.22; Şerh-u Nehc’il-Belâğâ, İbn-i Ebi’l-Hadid, 6 / 118; Bihar’ul-Envar, 42 / 231

[5]- Tarih-i Taberî, 4 / 114; Nehc’ül-Belâğa, Mektup: 47

[6]- Bihar’ul-Envar, 42 / 290

[7]- Bihar’ul-Envar, 42 / 295
 

 
Bugün 87 ziyaretçi (96 klik) kişi burdaydı!
 

burayada istenizi tan?tacak ufak bi yaz? ve telif hakk? ks?m? olabilir yada ba?ka bir?ey size kalm?? :D

 

Www.EndlessGenclik.Com

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol